Türkçe
Sorah Ar-Ra'd ( The Thunder )

Verses Number 43

المر تِلْكَ آيَاتُ الْكِتَابِ وَالَّذِيَ أُنزِلَ إِلَيْكَ مِن رَّبِّكَ الْحَقُّ وَلَكِنَّ أَكْثَرَ النَّاسِ لاَ يُؤْمِنُونَSorah Ar-Ra'd ( The Thunder ) Verse Number 1
Elif, Lâm, Mîm, Ra. Iste bunlar sana o kitabin âyetleridir ve sana Rabbinden indirilen haktir. Lâkin insanlarin çogu iman etmezler.
اللَّهُ الَّذِي رَفَعَ السَّمَاوَاتِ بِغَيْرِ عَمَدٍ تَرَوْنَهَا ثُمَّ اسْتَوَى عَلَى الْعَرْشِ وَسَخَّرَ الشَّمْسَ وَالْقَمَرَ كُلٌّ يَجْرِي لأَجَلٍ مُّسَمًّى يُدَبِّرُ الأَمْرَ يُفَصِّلُ الآيَاتِ لَعَلَّكُم بِلِقَاء رَبِّكُمْ تُوقِنُونَSorah Ar-Ra'd ( The Thunder ) Verse Number 2
Allah O'dur ki, gökleri direksiz yükseltti, onu görüyorsunuz, sonra ars üzerine istiva etti, günesi ve ayi emrine boyun egdirdi. Her biri belli bir vakte kadar akar gider. Bütün isleri O yönetiyor. Âyetleri O açikliyor ki, Rabbinizin huzuruna çikacaginizi iyi bilesiniz.
وَهُوَ الَّذِي مَدَّ الأَرْضَ وَجَعَلَ فِيهَا رَوَاسِيَ وَأَنْهَارًا وَمِن كُلِّ الثَّمَرَاتِ جَعَلَ فِيهَا زَوْجَيْنِ اثْنَيْنِ يُغْشِي اللَّيْلَ النَّهَارَ إِنَّ فِي ذَلِكَ لَآيَاتٍ لِّقَوْمٍ يَتَفَكَّرُونَSorah Ar-Ra'd ( The Thunder ) Verse Number 3
Yeryüzünü enine boyuna yayip döseyen, onda oturakli daglar ve irmaklar meydana getiren ve yeryüzünde meyvelerin hepsinden iki çift yapan O'dur. Sürekli olarak gece ile gündüzü birbirine dolamaktadir. Düsünecek olan bir kavim için bunda muhakkak ki, ibretler vardir.
وَفِي الأَرْضِ قِطَعٌ مُّتَجَاوِرَاتٌ وَجَنَّاتٌ مِّنْ أَعْنَابٍ وَزَرْعٌ وَنَخِيلٌ صِنْوَانٌ وَغَيْرُ صِنْوَانٍ يُسْقَى بِمَاء وَاحِدٍ وَنُفَضِّلُ بَعْضَهَا عَلَى بَعْضٍ فِي الأُكُلِ إِنَّ فِي ذَلِكَ لَآيَاتٍ لِّقَوْمٍ يَعْقِلُونَSorah Ar-Ra'd ( The Thunder ) Verse Number 4
Yeryüzünde birbirine komsu kitalar vardir. Üzüm baglari, ekinler, çatalli ve çatalsiz hurmaliklar vardir ki, hepsi bir tek su ile sulanir. Halbuki meyvelerinde birini öbürüne üstün kiliyoruz. Akli eren bir kavim için bunda muhakkak ibretler vardir.
وَإِن تَعْجَبْ فَعَجَبٌ قَوْلُهُمْ أَئِذَا كُنَّا تُرَابًا أَئِنَّا لَفِي خَلْقٍ جَدِيدٍ أُوْلَئِكَ الَّذِينَ كَفَرُواْ بِرَبِّهِمْ وَأُولَئِكَ الأَغْلالُ فِي أَعْنَاقِهِمْ وَأُولَئِكَ أَصْحَابُ النَّارِ هُمْ فِيهَا خَالِدُونَSorah Ar-Ra'd ( The Thunder ) Verse Number 5
Eger sasiyorsan, asil sasilacak sey onlarin su sözleridir: "Biz toprak olup gittikten sonra mi, yani biz gerçekten yeniden mi yaratilacagiz?" Iste bunlar Rablerini inkâr etmislerdir. Bunlar boyunlarinda demir halkalar bulunanlardir. Ve iste bunlar cehennemliktirler, orada ebedî kalacaklardir.
وَيَسْتَعْجِلُونَكَ بِالسَّيِّئَةِ قَبْلَ الْحَسَنَةِ وَقَدْ خَلَتْ مِن قَبْلِهِمُ الْمَثُلاتُ وَإِنَّ رَبَّكَ لَذُو مَغْفِرَةٍ لِّلنَّاسِ عَلَى ظُلْمِهِمْ وَإِنَّ رَبَّكَ لَشَدِيدُ الْعِقَابِSorah Ar-Ra'd ( The Thunder ) Verse Number 6
Ayrica senden iyilikten önce hemen kötülügü getirmeni isterler. Oysa daha önce onlara misal olacak cezalar gelip geçmistir. Ve gerçekten Rabbin, zulümlerine karsilik insanlara magfiret sahibidir. Bununla beraber Rabbinin azabi da cidden çok çetindir.
وَيَقُولُ الَّذِينَ كَفَرُواْ لَوْلا أُنزِلَ عَلَيْهِ آيَةٌ مِّن رَّبِّهِ إِنَّمَا أَنتَ مُنذِرٌ وَلِكُلِّ قَوْمٍ هَادٍSorah Ar-Ra'd ( The Thunder ) Verse Number 7
O kâfirler: "Rabbinden ona bir mucize indirilmeli degil miydi?" derler. Sen bir uyaricidan baska bir sey degilsin ve her kavim için bir hidayetçi vardir.
اللَّهُ يَعْلَمُ مَا تَحْمِلُ كُلُّ أُنثَى وَمَا تَغِيضُ الأَرْحَامُ وَمَا تَزْدَادُ وَكُلُّ شَيْءٍ عِندَهُ بِمِقْدَارٍSorah Ar-Ra'd ( The Thunder ) Verse Number 8
Her disinin neye gebe oldugunu Allah bilir. Ve rahimler ne eksiltir, ne arttirir, onu da bilir. O'nun katinda her seyin bir ölçüsü vardir.
عَالِمُ الْغَيْبِ وَالشَّهَادَةِ الْكَبِيرُ الْمُتَعَالِSorah Ar-Ra'd ( The Thunder ) Verse Number 9
Allah görünmeyeni de bilir, görüneni de. Büyüktür ve yücelerden yücedir.
سَوَاء مِّنكُم مَّنْ أَسَرَّ الْقَوْلَ وَمَن جَهَرَ بِهِ وَمَنْ هُوَ مُسْتَخْفٍ بِاللَّيْلِ وَسَارِبٌ بِالنَّهَارِSorah Ar-Ra'd ( The Thunder ) Verse Number 10
Sizden sözü gizleyenle açiga vuran, gece gizlenenle gündüz açiga çikan, O'nun açisindan esittir (hepsini görür ve bilir).
لَهُ مُعَقِّبَاتٌ مِّن بَيْنِ يَدَيْهِ وَمِنْ خَلْفِهِ يَحْفَظُونَهُ مِنْ أَمْرِ اللَّهِ إِنَّ اللَّهَ لاَ يُغَيِّرُ مَا بِقَوْمٍ حَتَّى يُغَيِّرُواْ مَا بِأَنفُسِهِمْ وَإِذَا أَرَادَ اللَّهُ بِقَوْمٍ سُوءًا فَلاَ مَرَدَّ لَهُ وَمَا لَهُم مِّن دُونِهِ مِن وَالٍSorah Ar-Ra'd ( The Thunder ) Verse Number 11
Her insan için önünden ve arkasindan takip edenler vardir. Allah'in emrinden dolayi onu gözetirler. Allah bir kavme verdigini, o kavim kendisini bozup degistirmedikçe degistirmez. Allah bir kavme de kötülük murad etti mi, artik onun geri çevrilmesine de imkan yoktur. Onlar için Allah'dan baska bir veli de bulunmaz.
هُوَ الَّذِي يُرِيكُمُ الْبَرْقَ خَوْفًا وَطَمَعًا وَيُنْشِئُ السَّحَابَ الثِّقَالَSorah Ar-Ra'd ( The Thunder ) Verse Number 12
Size korku ve ümit içinde simsegi gösteren ve o yagmur yüklü bulutlari meydana getiren O'dur.
وَيُسَبِّحُ الرَّعْدُ بِحَمْدِهِ وَالْمَلائِكَةُ مِنْ خِيفَتِهِ وَيُرْسِلُ الصَّوَاعِقَ فَيُصِيبُ بِهَا مَن يَشَاء وَهُمْ يُجَادِلُونَ فِي اللَّهِ وَهُوَ شَدِيدُ الْمِحَالِSorah Ar-Ra'd ( The Thunder ) Verse Number 13
Gök gürültüsü O'na hamd ile, melekler de O'nun korkusundan dolayi O'nu tesbih ederler. O yildirimlar gönderir, onunla diledigini çarpar. Onlar Allah hakkinda mücadele edip duruyorlar. Oysa Allah'in çarpmasi pek çetindir.
لَهُ دَعْوَةُ الْحَقِّ وَالَّذِينَ يَدْعُونَ مِن دُونِهِ لاَ يَسْتَجِيبُونَ لَهُم بِشَيْءٍ إِلاَّ كَبَاسِطِ كَفَّيْهِ إِلَى الْمَاء لِيَبْلُغَ فَاهُ وَمَا هُوَ بِبَالِغِهِ وَمَا دُعَاء الْكَافِرِينَ إِلاَّ فِي ضَلالٍSorah Ar-Ra'd ( The Thunder ) Verse Number 14
Gerçek dua O'nadir. O'nun disinda yalvarip durduklari ise onlara hiçbir seyle cevap veremezler. Onlar olsa olsa agzina su gelsin diye iki avucunu açana benzer ki, o, ona gelmez. Kâfirlerin duasi hep bir sapiklik içindedir.
وَلِلَّهِ يَسْجُدُ مَن فِي السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضِ طَوْعًا وَكَرْهًا وَظِلالُهُم بِالْغُدُوِّ وَالآصَالِSorah Ar-Ra'd ( The Thunder ) Verse Number 15
Oysa göklerde ve yerde kim varsa ister istemez kendileri de gölgeleri de sabah aksam Allah'a secde ederler.
قُلْ مَن رَّبُّ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضِ قُلِ اللَّهُ قُلْ أَفَاتَّخَذْتُم مِّن دُونِهِ أَوْلِيَاء لاَ يَمْلِكُونَ لِأَنفُسِهِمْ نَفْعًا وَلاَ ضَرًّا قُلْ هَلْ يَسْتَوِي الأَعْمَى وَالْبَصِيرُ أَمْ هَلْ تَسْتَوِي الظُّلُمَاتُ وَالنُّورُ أَمْ جَعَلُواْ لِلَّهِ شُرَكَاء خَلَقُواْ كَخَلْقِهِ فَتَشَابَهَ الْخَلْقُ عَلَيْهِمْ قُلِ اللَّهُ خَالِقُ كُلِّ شَيْءٍ وَهُوَ الْوَاحِدُ الْقَهَّارُSorah Ar-Ra'd ( The Thunder ) Verse Number 16
De ki: "Göklerin ve yerin Rabbi kimdir?" De ki: "Allah'dir". De ki: "Allah'dan baskalarini, o kendi kendilerine ne bir fayda, ne de bir zarar verebilenleri dostlar mi ediniyorsunuz?" De ki: "Hiç kör ile gören bir olur mu? Hiç karanliklarla aydinlik bir olur mu?" Yoksa Allah'a, O'nun gibi yaratan birtakim ortaklar buldular da, bu yaratis kendilerince birbirine benzer mi göründü? De ki: "Allah, her seyi yaratandir. O, birdir. Her seye üstün ve kahredicidir."
أَنزَلَ مِنَ السَّمَاء مَاء فَسَالَتْ أَوْدِيَةٌ بِقَدَرِهَا فَاحْتَمَلَ السَّيْلُ زَبَدًا رَّابِيًا وَمِمَّا يُوقِدُونَ عَلَيْهِ فِي النَّارِ ابْتِغَاء حِلْيَةٍ أَوْ مَتَاعٍ زَبَدٌ مِّثْلُهُ كَذَلِكَ يَضْرِبُ اللَّهُ الْحَقَّ وَالْبَاطِلَ فَأَمَّا الزَّبَدُ فَيَذْهَبُ جُفَاء وَأَمَّا مَا يَنفَعُ النَّاسَ فَيَمْكُثُ فِي الأَرْضِ كَذَلِكَ يَضْرِبُ اللَّهُ الأَمْثَالَSorah Ar-Ra'd ( The Thunder ) Verse Number 17
Gökten bir su indirdi de vadiler, kendi miktarlarinca sel olup aktilar. Sel de suyun yüzüne çikan bir köpük yüklendi. Bir zinet esyasi veya bir degerli mal yapmak için, ateste üzerini körükledikleri madenlerden de onun gibi bir köpük meydana gelir. Iste Allah hak ile batili böyle çarpistirir. Fakat köpük atilir gider, insanlara faydasi olan ise yerde kalir. Iste Allah böyle misaller verir.
لِلَّذِينَ اسْتَجَابُواْ لِرَبِّهِمُ الْحُسْنَى وَالَّذِينَ لَمْ يَسْتَجِيبُواْ لَهُ لَوْ أَنَّ لَهُم مَّا فِي الأَرْضِ جَمِيعًا وَمِثْلَهُ مَعَهُ لافْتَدَوْا بِهِ أُوْلَئِكَ لَهُمْ سُوءُ الْحِسَابِ وَمَأْوَاهُمْ جَهَنَّمُ وَبِئْسَ الْمِهَادُSorah Ar-Ra'd ( The Thunder ) Verse Number 18
Rablerinin emirlerine uyanlar için daha güzeli vardir. O'na itaat etmeyenler ise, yeryüzünde bulunan ne varsa hepsi kendilerinin olsa da onu ve bir o kadarini bütünüyle kurtulus fidyesi olarak verirlerdi. Iste onlar, hesabin kötüsü kendileri için olanlardir. Varacaklari yer de cehennemdir. Orasi da ne fena yataktir.
أَفَمَن يَعْلَمُ أَنَّمَا أُنزِلَ إِلَيْكَ مِن رَبِّكَ الْحَقُّ كَمَنْ هُوَ أَعْمَى إِنَّمَا يَتَذَكَّرُ أُوْلُواْ الأَلْبَابِSorah Ar-Ra'd ( The Thunder ) Verse Number 19
Simdi Rabbinden sana indirilenin gerçekten hak oldugunu bilen bir kimse, kör olan bir kimse gibi olur mu? Fakat bunu ancak üstün akilli ve temiz vicdanli kimseler idrak ederler.
الَّذِينَ يُوفُونَ بِعَهْدِ اللَّهِ وَلاَ يَنقُضُونَ الْمِيثَاقَSorah Ar-Ra'd ( The Thunder ) Verse Number 20
Onlar ki, Allah'in ahdini yerine getirirler ve antlasmayi bozmazlar.
وَالَّذِينَ يَصِلُونَ مَا أَمَرَ اللَّهُ بِهِ أَن يُوصَلَ وَيَخْشَوْنَ رَبَّهُمْ وَيَخَافُونَ سُوءَ الْحِسَابِSorah Ar-Ra'd ( The Thunder ) Verse Number 21
Ve onlar ki, Allah'in riayet edilmesini emrettigi seye riayet ederler ve Rablerine saygi gösterirler ve hesabin kötülügünden korkarlar.
وَالَّذِينَ صَبَرُواْ ابْتِغَاء وَجْهِ رَبِّهِمْ وَأَقَامُواْ الصَّلاةَ وَأَنفَقُواْ مِمَّا رَزَقْنَاهُمْ سِرًّا وَعَلانِيَةً وَيَدْرَؤُونَ بِالْحَسَنَةِ السَّيِّئَةَ أُوْلَئِكَ لَهُمْ عُقْبَى الدَّارِSorah Ar-Ra'd ( The Thunder ) Verse Number 22
Rablerinin rizasini kazanmak arzusuyla sabrederler ve namazi dosdogru kilarlar ve kendilerine verdigimiz riziklardan gizli ve açikça Allah yolunda harcarlar ve çirkinlikleri güzelliklerle yok ederler. Iste bunlar, bu hayatin akibeti kendilerinin olacak olanlardir.
جَنَّاتُ عَدْنٍ يَدْخُلُونَهَا وَمَنْ صَلَحَ مِنْ آبَائِهِمْ وَأَزْوَاجِهِمْ وَذُرِّيَّاتِهِمْ وَالْمَلائِكَةُ يَدْخُلُونَ عَلَيْهِم مِّن كُلِّ بَابٍSorah Ar-Ra'd ( The Thunder ) Verse Number 23
Adn cennetlerine girecekler, atalarindan, eslerinden ve zürriyetlerinden salih olanlarla birlikte olacaklar. Melekler de her kapidan yanlarina girip söyle diyecekler:
سَلامٌ عَلَيْكُم بِمَا صَبَرْتُمْ فَنِعْمَ عُقْبَى الدَّارِSorah Ar-Ra'd ( The Thunder ) Verse Number 24
"Sabrettiginiz için size selam olsun. Ahiret yurdu ne güzeldir!"
وَالَّذِينَ يَنقُضُونَ عَهْدَ اللَّهِ مِن بَعْدِ مِيثَاقِهِ وَيَقْطَعُونَ مَا أَمَرَ اللَّهُ بِهِ أَن يُوصَلَ وَيُفْسِدُونَ فِي الأَرْضِ أُوْلَئِكَ لَهُمُ اللَّعْنَةُ وَلَهُمْ سُوءُ الدَّارِSorah Ar-Ra'd ( The Thunder ) Verse Number 25
Allah'in ahdini misak ile belgeledikten sonra bozanlar ve Allah'in birlestirilmesini emrettigi baglantilari koparanlar ve yeryüzünü bozguna verenler varya, iste lanet olsun onlara! Ve yurdun kötüsü de onlaradir.
اللَّهُ يَبْسُطُ الرِّزْقَ لِمَنْ يَشَاء وَيَقْدِرُ وَفَرِحُواْ بِالْحَيَاةِ الدُّنْيَا وَمَا الْحَيَاةُ الدُّنْيَا فِي الآخِرَةِ إِلاَّ مَتَاعٌSorah Ar-Ra'd ( The Thunder ) Verse Number 26
Allah, diledigi kimseye rizki genisletir de, daraltir da. Onlar ise dünya hayati ile ferahlanmaktalar. Oysa düna hayati ahiret hayatinin yaninda bir yol azigindan ibarettir.
وَيَقُولُ الَّذِينَ كَفَرُواْ لَوْلاَ أُنزِلَ عَلَيْهِ آيَةٌ مِّن رَّبِّهِ قُلْ إِنَّ اللَّهَ يُضِلُّ مَن يَشَاء وَيَهْدِي إِلَيْهِ مَنْ أَنَابَSorah Ar-Ra'd ( The Thunder ) Verse Number 27
Yine o iman etmeyenler diyorlar ki: "Ona Rabbinden bir âyet indirilseydi ya." De ki: "Hakikaten Allah, diledigini sasirtir ve kendisine gönül vereni de hidayete erdirir."
الَّذِينَ آمَنُواْ وَتَطْمَئِنُّ قُلُوبُهُم بِذِكْرِ اللَّهِ أَلاَ بِذِكْرِ اللَّهِ تَطْمَئِنُّ الْقُلُوبُSorah Ar-Ra'd ( The Thunder ) Verse Number 28
Onlar, iman etmis ve kalbleri Allah zikriyle yatismis olanlardir. Evet, iyi bilin ki, kalbler Allah'in zikri ile yatisir.
الَّذِينَ آمَنُواْ وَعَمِلُواْ الصَّالِحَاتِ طُوبَى لَهُمْ وَحُسْنُ مَآبٍSorah Ar-Ra'd ( The Thunder ) Verse Number 29
Onlar ki, iman etmisler ve salih ameller islemislerdir, ne mutlu onlara, varacaklari yer de ne güzeldir!
كَذَلِكَ أَرْسَلْنَاكَ فِي أُمَّةٍ قَدْ خَلَتْ مِن قَبْلِهَا أُمَمٌ لِّتَتْلُوَ عَلَيْهِمُ الَّذِيَ أَوْحَيْنَا إِلَيْكَ وَهُمْ يَكْفُرُونَ بِالرَّحْمَنِ قُلْ هُوَ رَبِّي لا إِلَهَ إِلاَّ هُوَ عَلَيْهِ تَوَكَّلْتُ وَإِلَيْهِ مَتَابِSorah Ar-Ra'd ( The Thunder ) Verse Number 30
Iste seni böyle, kendilerinden önce nice ümmetler gelip geçmis olan bir ümmet içinde gönderdik ki, onlar Rahmân'a küfredip dururlarken, sen onlara sana vahyettigimiz kitabi okuyasin. De ki: "O Rahmân benim Rabbimdir, O'ndan baska tanri yoktur. Ben O'na dayandim, tevbem de O'nadir.
وَلَوْ أَنَّ قُرْآنًا سُيِّرَتْ بِهِ الْجِبَالُ أَوْ قُطِّعَتْ بِهِ الأَرْضُ أَوْ كُلِّمَ بِهِ الْمَوْتَى بَل لِّلَّهِ الأَمْرُ جَمِيعًا أَفَلَمْ يَيْأَسِ الَّذِينَ آمَنُواْ أَن لَّوْ يَشَاء اللَّهُ لَهَدَى النَّاسَ جَمِيعًا وَلاَ يَزَالُ الَّذِينَ كَفَرُواْ تُصِيبُهُم بِمَا صَنَعُواْ قَارِعَةٌ أَوْ تَحُلُّ قَرِيبًا مِّن دَارِهِمْ حَتَّى يَأْتِيَ وَعْدُ اللَّهِ إِنَّ اللَّهَ لاَ يُخْلِفُ الْمِيعَادَSorah Ar-Ra'd ( The Thunder ) Verse Number 31
Bir Kur'ân ki, onunla daglar yürütülse veya onunla yer parçalansa veya onunla ölüler konusturulsa (o yine bu Kur'an olurdu). Fakat emir bütünüyle Allah'indir. Iman edenler, kâfirlerden ümit kesip daha anlamadilar mi ki, Allah dileseydi, elbette insanlarin hepsine toptan hidayet buyururdu. O küfürde direnenlerin kendi sanatlariyla baslarina musibet inip duracak, ya da yurtlarinin yakinina konacak. Nihayet Allah'in vaadi gelecek. Muhakkak ki, Allah vaad ettigi zamani sasirmaz.
وَلَقَدِ اسْتُهْزِئَ بِرُسُلٍ مِّن قَبْلِكَ فَأَمْلَيْتُ لِلَّذِينَ كَفَرُواْ ثُمَّ أَخَذْتُهُمْ فَكَيْفَ كَانَ عِقَابِSorah Ar-Ra'd ( The Thunder ) Verse Number 32
Andolsun ki, senden önceki peygamberlerle de alay edildi. Ben de o kâfirlere bir süre için meydan verdim. Sonra da tuttum onlari cezalandirdim. O vakit azabim nasil imis (gördüler).
أَفَمَنْ هُوَ قَائِمٌ عَلَى كُلِّ نَفْسٍ بِمَا كَسَبَتْ وَجَعَلُواْ لِلَّهِ شُرَكَاء قُلْ سَمُّوهُمْ أَمْ تُنَبِّئُونَهُ بِمَا لاَ يَعْلَمُ فِي الأَرْضِ أَم بِظَاهِرٍ مِّنَ الْقَوْلِ بَلْ زُيِّنَ لِلَّذِينَ كَفَرُواْ مَكْرُهُمْ وَصُدُّواْ عَنِ السَّبِيلِ وَمَن يُضْلِلِ اللَّهُ فَمَا لَهُ مِنْ هَادٍSorah Ar-Ra'd ( The Thunder ) Verse Number 33
Bütün kazandiklariyla her bir nefsin üzerinde böylesine hükümran olan baska kim vardir? Böyle iken tuttular da Allah'a ortaklar uydurdular. De ki: "Onlara isimler verip durun bakalim. Siz O'na yeryüzünde bilmedigi bir sey mi haber vereceksiniz? Yoksa anlami olmayan kuru bir laf mi? Dogrusu küfre sapanlara kendi oyunlari güzel gösterildi de yoldan saptirildilar. Allah her kimi saptirirsa, artik onu yola getirecek kimse yoktur.
لَّهُمْ عَذَابٌ فِي الْحَيَاةِ الدُّنْيَا وَلَعَذَابُ الآخِرَةِ أَشَقُّ وَمَا لَهُم مِّنَ اللَّهِ مِن وَاقٍSorah Ar-Ra'd ( The Thunder ) Verse Number 34
Onlara dünya hayatinda bir azap vardir. Ahiret azabi ise elbette daha çetindir. Onlari Allah'dan koruyacak da yoktur.
مَّثَلُ الْجَنَّةِ الَّتِي وُعِدَ الْمُتَّقُونَ تَجْرِي مِن تَحْتِهَا الأَنْهَارُ أُكُلُهَا دَائِمٌ وَظِلُّهَا تِلْكَ عُقْبَى الَّذِينَ اتَّقَواْ وَّعُقْبَى الْكَافِرِينَ النَّارُSorah Ar-Ra'd ( The Thunder ) Verse Number 35
Müttakilere vaad olunan cennetin misali söyledir: Altindan irmaklar akar durur, yemisleri süreklidir, gölgeleri de. Iste bu, takva yolunu tutanlarin akibetidir. Kâfirlerin akibeti de atestir.
وَالَّذِينَ آتَيْنَاهُمُ الْكِتَابَ يَفْرَحُونَ بِمَا أُنزِلَ إِلَيْكَ وَمِنَ الأَحْزَابِ مَن يُنكِرُ بَعْضَهُ قُلْ إِنَّمَا أُمِرْتُ أَنْ أَعْبُدَ اللَّهَ وَلا أُشْرِكَ بِهِ إِلَيْهِ أَدْعُو وَإِلَيْهِ مَآبِSorah Ar-Ra'd ( The Thunder ) Verse Number 36
Bir de kendilerine kitap verdiklerimiz, sana indirilen (vahiy) le sevinç duyuyorlar. Bununla beraber hiziplesenlerden, âyetlerin bir kismini inkâr edenler de vardir. De ki: "Ben ancak Allah'a kulluk etmekle ve O'na sirk kosmamakla emrolundum. Ben O'na davet ediyorum, dönüsüm de O'nadir."
وَكَذَلِكَ أَنزَلْنَاهُ حُكْمًا عَرَبِيًّا وَلَئِنِ اتَّبَعْتَ أَهْوَاءهُم بَعْدَ مَا جَاءَكَ مِنَ الْعِلْمِ مَا لَكَ مِنَ اللَّهِ مِن وَلِيٍّ وَلاَ وَاقٍSorah Ar-Ra'd ( The Thunder ) Verse Number 37
Ve iste biz o Kur'ân'i Arapça bir hüküm olarak indirdik. Yemin olsun ki, eger sen, sana vahiyle gelen bu bilgiden sonra onlarin keyiflerine uyacak olursan, sana Allah'dan ne bir dost vardir, ne de bir koruyucu.
وَلَقَدْ أَرْسَلْنَا رُسُلاً مِّن قَبْلِكَ وَجَعَلْنَا لَهُمْ أَزْوَاجًا وَذُرِّيَّةً وَمَا كَانَ لِرَسُولٍ أَن يَأْتِيَ بِآيَةٍ إِلاَّ بِإِذْنِ اللَّهِ لِكُلِّ أَجَلٍ كِتَابٌSorah Ar-Ra'd ( The Thunder ) Verse Number 38
Andolsun ki, biz senden önce de peygamberler gönderdik. Onlara da esler ve çocuklar verdik. Allah'in izni olmadan herhangi bir âyet getirmek ise hiçbir peygamberin haddi degildir. Her ecel için bir yazi vardir.
يَمْحُو اللَّهُ مَا يَشَاء وَيُثْبِتُ وَعِندَهُ أُمُّ الْكِتَابِSorah Ar-Ra'd ( The Thunder ) Verse Number 39
Allah diledigini imha eder, diledigini de yerinde birakir. Ana kitap O'nun katindadir.
وَإِن مَّا نُرِيَنَّكَ بَعْضَ الَّذِي نَعِدُهُمْ أَوْ نَتَوَفَّيَنَّكَ فَإِنَّمَا عَلَيْكَ الْبَلاغُ وَعَلَيْنَا الْحِسَابُSorah Ar-Ra'd ( The Thunder ) Verse Number 40
Onlara vaad ettigimiz azabin bir kismini sana göstersek, yahut seni, onu görmeden vefat ettirsek, yine de sana düsen sadece teblig etmek, bize düsen de hesaba çekmektir.
أَوَلَمْ يَرَوْا أَنَّا نَأْتِي الأَرْضَ نَنقُصُهَا مِنْ أَطْرَافِهَا وَاللَّهُ يَحْكُمُ لاَ مُعَقِّبَ لِحُكْمِهِ وَهُوَ سَرِيعُ الْحِسَابِSorah Ar-Ra'd ( The Thunder ) Verse Number 41
Görmüyorlar mi ki, biz yeri etrafindan eksiltip duruyoruz. Allah öyle hükmeder ki, O'nun hükmünü engelleyecek kimse yoktur. O çok hizli hesap görür.
وَقَدْ مَكَرَ الَّذِينَ مِن قَبْلِهِمْ فَلِلَّهِ الْمَكْرُ جَمِيعًا يَعْلَمُ مَا تَكْسِبُ كُلُّ نَفْسٍ وَسَيَعْلَمُ الْكُفَّارُ لِمَنْ عُقْبَى الدَّارِSorah Ar-Ra'd ( The Thunder ) Verse Number 42
Onlardan öncekiler de hileler yapmislardi. Fakat sonuçta bütün hileler(in cezasi) Allah'a aittir. Her nefsin ne kazandigini O bilir. Bu dünyanin akibetinin kime ait oldugunu kâfirler de yakinda bilecekler.
وَيَقُولُ الَّذِينَ كَفَرُواْ لَسْتَ مُرْسَلاً قُلْ كَفَى بِاللَّهِ شَهِيدًا بَيْنِي وَبَيْنَكُمْ وَمَنْ عِندَهُ عِلْمُ الْكِتَابِSorah Ar-Ra'd ( The Thunder ) Verse Number 43
O kâfirler: "Sen Allah tarafindan gönderilmis bir peygamber degilsin" diyorlar. De ki: "Benimle sizin aranizda sahit olarak Allah yeter, bir de yaninda kitap ilmi bulunan (yeter)."